Erken tanı ve tedavi kadar hastalığın düzenli takibi de çok önemlidir.
dr@ozgulaltintas.com
Gözümüzün en ön tabakasını kornea denilen saydam tabaka oluşturur. Kornea tabakası; cisimleri net olarak görebilmemizi sağlayan, gözün kırma derecesini belirleyen en önemli optik unsurdur. KERATOKONUS kornea dokusunun eğriliğinin sivrileşmesi, öne doğru bombeleşmesi ve beraberinde dokunun incelmesi ile karakterize ilerleyici bir hastalıktır. Artan kornea eğriliği ve incelme ile hastanın gözlük derecesinde (miyop astigmatizma) giderek artma ortaya çıkar. Her iki gözü de tutan bir hastalıktır, fakat her iki göz eşit şiddette değildir. Zaman içinde iki göz kırılma kusuru arasındaki asimetri artar ve hastanın gözlükle dahi görmesi düzeltilemez hale gelir. Hastalık hem görmeyi bozması hem de ilerleyici olması nedeniyle erken tanınması önemlidir. Tedavide amaç görme keskinliğini olabilecek en üst seviyeye çıkarmak ve hastalığın ilerleyici seyrini durdurabilmektir. Erken tanı ve tedavi kadar hastalığın düzenli takibi de çok önemlidir.
Keratokonusun gelişme nedenleri kesin olmamakla beraber genetik faktörler üzerinde durulmaktadır. Gözü şiddetle kaşıma ve ovalama gibi göze uygulanan travmaların bu hastalığı başlatabileceği ve ilerletebileceği bilinmektedir. Yapılan araştırmalar hastalardaki göz kaşıma alışkanlığının önlenmesiyle bile, hastalıktaki ilerlemenin durabildiğini göstermektedir. Bahar aylarında alerjik hastalara tıbbi destek verilmelidir, genellikle antialerjik damlalar yeterli olmaktadır.
Son yıllarda gelişmiş tanı yöntemleri ile subklinik keratokonus tanısında artış vardır. Keratokonus sıklığı 100.000 de 4 ile 600 arasında bildirilir. Olguların %96 sında bilateraldir. Sağ ve sol göz, kadın ve erkek arasında belirgin bir fark yoktur şeklinde bilinse de son çalışmalarda kadınlarda erkeklere göre biraz daha fazla görüldüğü sonucuna varılmıştır.
Keratokonus tanısı en erken 5-6 yaş civarında alan vakalar bildirilmiştir. Sıklıkla ergenlik yaş döneminde hormonal değişimin en yoğun olduğu dönemde başlar ve bu dönem de hızlı ilerleme eğilimindedir. Her sene değişen gözlük numarası ve de özellikle asimetrik miyop astigmatizma artış, ışığa duyarlılığın artması, çift görme, ışıkların etrafında halkalar görme durumunda bir göz hekimine başvurulmalıdır. Tedavide hastanın görme keskinliğini artırmak amacıyla gözlük sınırlarını aşanlarda özel kontakt lensler kullanılır. Kontakt lens kullanamayan veya fayda göremeyen hastalarda kornea içine halka yerleştirilmesi uygulanmaktadır.
Hastalığın ilerleme durdurmada ise Crosslinking tedavisi yapmaktayız. Riboflavin içeren damla ile beraber uygulanan UVA ile kornea dokusundaki bağlar güçlendirilip hastalığın mevcut durumunda sabitlenmesi amaçlanır. Tedavisiz kalan hastalarda geç dönemde kornea nakli ihtiyacı doğmaktadır.
Korneanın ön yüzüne sürtünen veya baskı yapan kontakt lensler kaşımaya benzer bir mekanizma ile hastalığı ilerletebilir. Gözlükten kurtarmak amacı ile korneaya uygulanan flepli laser tedavileri keratokonus oluşumuna neden olabilir, laser sonrası oluşan keratokonus hastalığına korneal ektazi adı verilir. Tedavisi keratokonus ile aynıdır.
Bir diğer hormonal seviyelerde artışın yaşandığı gebelik ve emzirme dönemlerinde keratokonus hastalığının ilerleme riski artabilir. Keratokonus hastalarının gebe kalmadan önce incelenmesi ve ilerleme olasılığı olan hastaların gebelik öncesi (3 ay öncesi) tedavi edilmesi gerekebilir. Eğer keratokonus hastası gebe kalır ise gebelik ve emzirme döneminde sık aralıklarla takip edilmelidir. Gebelik sırasında tedavi yapılmamaktadır. Fakat emzirme döneminde gerektiğinde tedavi planlanabilir.